13 Temmuz 2016 Çarşamba

Diş Boyu Uzatma

Diş boyu uzatma işlemi, üç temel sebeple gerçekleştirilebilir:

Estetik: Hasta güldüğünde dişlerle beraber dişeti de görünüyorsa ve dişler kare formdaysa, estetik olarak kaygı yaratabilir. Bu durumda uygun diş boyu uzatma cerrahisi ile hem dişeti görünümü azaltılır hem de diş boyları uzatılır. Bu cerrahi, üst çenede ön bölgedeki dişlere uygulanır; hastanın güldüğünde görünen dişleri değerlendirilir ve gereken her diş için bu işlem tek bir cerrahi ile sağlanabilir.

Fonksiyon: Derin çürüklü veya kırık dişlerde bazen çürük/kırık hattı dişeti hizasına denk gelebilir veya altına inebilir, bu durumda dişe dolgu ya da kaplama yapılabilmesi için diş boyu uzatma cerrahisi gerekecektir. Bu cerrahi yapılmaksızın yapılan dolgularda uygun kurutma (izolasyon) sağlanamayabilir; bu durum dolgunun düşmesi ile sonuçlanır. Bu cerrahi yapılmaksızın yapılan kaplamalarda ise tutuculuk azalır ve bu durum kaplamaların tekrar tekrar çıkması, hatta kırılması/yutulması ile sonuçlanabilir.

Dişeti büyümelerinin giderilmesi: Başlangıç periodontal tedavinin ardından tamamen iyileşme sağlanmayan, özellikle sert kıvamlı, fibrotik dişeti büyümelerinde diş boyu uzatma cerrahisine ihtiyaç vardır.
Diş boyu uzatma cerrahisinde dikkat edilecek en önemli husus, periodontal cep derinliğidir. Cep derinliği yeterli ise, sadece dişetine müdahale edilen, gingivektomi/gingivoplasti cerrahisi yeterlidir. Gingivektomi, dişetinin kesilip uzaklaştırılması anlamına gelir. Gingivoplasti ise, dişetindeki düzensizliklerin giderilmesidir. Bu işlemlerde dişetinin kesilmesi için, bisturi (neşter), lazer veya elektrokoterizasyon kullanılabilir. Cep derinliği istenilen diş uzama miktarından az ise, dişi çevreleyen alveol kemiğine de müdahale gerekir. Bu durumda flep cerrahisi uygulanır. Dişeti, istenilen miktarda kesilir, ardından diş ve kemik yüzeyinden sıyrılarak uzaklaştırılır; kemik açığa çıkarılır. İstenilen uzatma miktarı elde edildikten sonra dişeti kenarları birbirine dikilir. Tercih edilen yöntem ne olursa olsun işlem lokal anestezi altında yapılır ve acısızdır. Sonrasında hastaya ağrı kesici ve gargara reçete edilir, gerekli hallerde antibiyotik de verilebilir.

1 Temmuz 2016 Cuma

Dişeti Büyümesi

Dişeti büyümesi, dişetinin hacimsel artışıdır. Farklı sebepleri olabilir ve bu nedenle etkene (sebebe) yönelik tedavisi gereklidir. Dişeti büyümesi genellikle bulgu vermeden seyreder ve özellikle ön bölgede yerleşim gösteren büyümeler, hastayı estetik olarak rahatsız eder. Bazen kanama eşlik edebilir. Hacimsel olarak büyümenin boyutu giderek artabilir ve ısırma/çiğneme güçlüğüne sebep olabilir. 

Özellikle boyutu hızla artan ve tek bir yerde konumlanan büyümelerde zaman kaybetmeden bir diş hekimine başvurmak, tümör olasılığı olabileceğinden büyük önem taşımaktadır.

Dişeti büyümesinin sebepleri:
İltihabi dişeti büyümesi: Bu tarz büyümeler, kendi içinde "akut" ve "kronik" olarak ikiye ayrılır. Akut iltihabi büyümeler, dişeti apselerini ifade eder, çoğunlukla ağrılıdır. Kronik iltihabi büyümeler ise, dişetinin uzun süreli plak ve diş taşına maruziyeti, ağız solunumu, uyumsuz dolgu ve protezler, diş aralarına sıkışan gıdalar veya iki diş arasında görülen çürükler gibi kronik etkenler sonucu oluşabilen dişeti büyümeleridir. Ağrı eşlik etmez. İltihabi büyümelerin ortak özelliği, kanama mevcudiyetidir. Tedavisi, sebebe yönelik olarak, diş taşı ve plak temizliği, kök yüzeyi düzeltme, apse drenajı, çürüklerin doldurulması, uyumsuz dolgu ve protezlerin yenilenmesi vb. şeklinde olacaktır.

İlaca bağlı dişeti büyümesi: Bazı ilaçlar, dişeti büyümesine sebep olabilir. Bunlar, epilepsi (sara) tedavisinde kullanılan "fenitoin" etken maddesine sahip ilaçlar, hipertansiyon tedavisinde kullanılan "nifedipin, amlodipin, verapamil" etken maddeli ilaçlar ve bağışıklık sistemini baskılamak için özellikle böbrek nakli hastalarının kullandığı "siklosporin" etken maddeli ilaçlardır. Bu tarz büyümeler, genellikle sert, soluk renkte büyümeler şeklinde görülür ve ağrısızdır. Az sıklıkla, daha yumuşak kıvamlı, kızarık ve kanamalı şekilde de görülebilir. Ağız hijyeni kötüleştikçe büyümenin şiddeti artar, büyümeler boyut olarak arttıkça da daha düzensiz dişeti yüzeyleri plak birikimini kolaylaştırır. Dolayısıyla bu bir kısır döngüdür. Tedavisinde, hastaya doğru bakım alışkanlıklarını kazandırmakla beraber, hekimine danışılarak ilacın değiştirilmesi değerlendirilmelidir. Bazen tedaviye ek olarak sistemik (ağızdan alınan) antibiyotikler verilebilir. Plak ve diş taşı temizliği, kök yüzeyi düzeltme ve gerekirse dişeti cerrahileri planlanır.

Sistemik faktörlere bağlı dişeti büyümesi: Hormonlara bağlı olarak, hamilelik, ergenlik veya adet dönemlerinde; C vitamini eksikliğinde dişeti büyümesi görülebilir. Bu tarz büyümeler genellikle ağız hijyeni kötüleştikçe şiddetlenir. Akut lösemilerde ve granülomatöz hastalıklarda da dişeti büyümesi izlenebilir.

Neoplastik dişeti büyümesi: İyi huylu veya kötü huylu olabilen tümöral büyümelerdir. Önemli bir nokta, özellikle kötü huylu büyümelerin hızla gelişim göstereceğidir. Bu tarz büyümeler genellikle bulgu vermez, ağrısızdır. Tedavisi için, öncelikle büyümenin karakteri belirlenmeli ve ona göre bir yaklaşım sağlanmalıdır. 

Kalıtsal veya sebebi anlaşılamayan dişeti büyümesi: Ailesel geçiş gösteren "herediter gingival fibromatozis" adı verilen bir hastalık mevcuttur ve dişetlerinin var olan tüm dişler çevresinde sert, soluk renkte, kanamasız büyümeleri olarak izlenirler. Cerrahi olarak tedavi edilirler ancak tekrarlama olasılığı yüksektir. Bazı büyümeler ise idiopatik (sebebi bilinemeyen) şekildedir.

Dişeti büyümelerinin cerrahi tedavisinde yapışık dişeti genişliği önemlidir. Yapışık dişeti genişliği yeterli vakalarda gingivektomi ve gingivoplasti cerrahisi uygulanır. Yapışık dişeti genişliği yetersiz vakalarda ise flep cerrahisi yapılmalıdır. Bu cerrahi işlemlerin ayrıntıları için tıklayınız.